Merhabalar;
Başlıkta ne mi demek istiyorum? Merak etmeyin birazdan neden böyle bir cümle kurduğumdan bahsedicem. Önce cildimle yaşadığım maceralardan söz edeyim sizlere..
Ben 32 yaşındayım. Üniversite 2. sınıfa kadar hiç bir sorun yaşamadığım cildim, 2. sınıfa geçtiğim sene birden bire kistik bir şekilde büyük büyük sivilceler dökmeye başladı. Nedenini anlamadım, aynaya bile bakmak istemiyordum. Düşünün ki tertemiz ve bembeyaz olan cildiniz birden kistik sivilcelerle kaplanıyor ve neredeyse göz çevresi dışındaki her yer pancar tarlasına dönüyor. Hem de hayatınızın en güzel senelerinde; üniversite yıllarında. İşte zorunlu olarak makyajla tanışmam bu senelerde oldu. Koca koca sivilceleri az da olsa kapatabiliyordum ve kendimi buna zorunlu hissediyordum.
Uzunca bir süre tedavi gördüm; önce yüzeysel başladığım tedaviler daha sonra ağızdan alınan haplara kadar vardı. Karaciğerimi tehlikeye atarak sizin de adını tahmin edebileceğiniz malum ilacı kullandım 8 ay kadar. Sonuç evet yüzümde sivilceler bitti bitmesine ama geriye çukurlar ve kırmızılıklarla dolu bir enkaz kaldı. Kullandığım haplar cildimi o kadar kuruttu o kadar kuruttu ki alnım, göz çevrem kısacası tüm katlanma bölgeleri erken yaşta kırışmaya başladı. Madem hap bitti çukur tedavisine başlayalım o halde dedik doktorumla. Bir dizi peeling işlemi gördüm, bitkisel peeling, karbon peeling, fraksiyonel aklınıza gelebilecek tüm lazer yöntemleri. Dönemsel olarak cildimi soyarak aydınlık ve parlaklık kazandıran bu yöntemler, zamanla yüzümdeki deriyi iyice inceltti. 50 faktör güneş kremleri kullanmama rağmen cildimde güneş lekeleri oluştu ve gözeneklerim bu işlemler esnasında çok açıldı. Büyüyen gözeneklerim nedeniyle tedaviden yaklaşık 2 sene sonra tekrar sivilce problemi yaşadım, eskisi kadar uzun süreli olmasa da malum ilacı tekrar kullanmak zorunda kaldım. Bu süre içerisinde piyasada ne kadar derin temizleme losyonları, tonikleri, nemlendiricileri varsa hepsini denedim, kullandım.
Sonuç olarak hala çukurlu, yer yer lekeli ama sivilcesiz bir cilde sahibim. Gözeneklerim yine kocaman, yani seneler içerisinde o bembeyaz süt gibi pürüzsüz cildimden eser kalmadı.
Benden yaşça 11 yaş büyük bir ablam var, hayatında göz kalemi dışında hiç bir makyaj malzemesi kullanmamış, hiç bir zaman toniklere ve nemlendiricilere para vermemiş, cilt bakımı sabunla yıkamaktan öteye gitmemiş. Cildinde tek bir kaz ayağı, leke ve problem yok. Ve bu örnekteki gibi bir kaç arkadaşım daha. Bense cilt temizliğime her zaman önem vermişimdir, güneş kremsiz dışarıya çıkmam, nemlendirmeden uyumam vs. Ve hayatımda cildimi en güzel hatırladığım dönem henüz kozmetiği keşfetmediğim lise yıllarımdır.
Bu arada sivilce problemlerim üniversitede artık sabun kullanmaktan vazgeçip sebamed'in serisini kullanmaya başladığım senedir.
İşte tüm bu yaşadıklarım ve gördüklerim bana kozmetiğin aslında sanıldığı gibi güzelleştiren değil de cildimizi zehirleyen kimyasallar bütünü mü olduğunu sorgulatmaya başladı? Kozmetik kullanmayan kadınların cildi neden daha güzel. Neden hepimiz cilt bakım ürünlerine tonlarca para dökmemize rağmen yeterince güzel ciltlere sahip değiliz. Neden ben güneş kremi kullanmaya başladıktan sonra cildim hayatında ilk kez güneş lekesi ile tanıştı? Bunun yanısıra yüzümden vücuduma giren bir sürü kimyasal da cabası?
Geçen gün dişlerimi fırçalıyorum, gece yatmadan evvel, ağzımı su ile çalkalarken gözüme sürdüğüm siyah kalemin lekesini gördüm lavaboda. Allah'ım göz pınarımdan genzime mi kaçıyor acaba dedim bu göz kalemi? Ki evet kaçıyor. Sürdüğüm rujlar bir süre sonra bir şey yiyip içmeme rağmen dudağımdan siliniyor? Cevap veriyorum: Konuşurken dudaklarımı yalıyorum, bi şekilde yutuyorum rujlarımı..
Çok uzattım biliyorum, ee ne demek istiyorsun diyorsanız? Evet makyaj gereklidir bazı hallerde, ama cildiniz emin olun size daha çok gerekli. Onu kapatmak yerine nefes almasına izin verin. Ona içeriğini bilmediğiniz kozmetik adlı ağır kimyasallar uygulamak yerine doğal yolları araştırın. Doğal bakımlar tercih edin. Saçınızı ve cildinizi çok sık yıkamayın, bırakın vücudunuzun ürettiği doğal yağlar saçınızı ve cildinizi beslesin, nemlendirsin.
Yüzümle bu kadar uğraşmayı bıraktım, gün içerisinde sadece göz makyajı yapıyorum, akşam doğal bir sabunla fazla abartmadan yıkayarak cildimi temizliyorum, kuruluyorum. Göz çevreme ve çok kırışan alnıma çok az argan yağı veya badem yağı uyguluyorum ve yatıyorum. Sabaha kadar badem yağı göz çevremi besliyor. Sabah uyandığımda hiç bir şey yapmıyorum cildime. Hafif yağlı oluyor, bırakıyorum kendi yağında kavrulsun. Göz makyajımı yapıyorum ve çıkıyorum. Yani günde sadece 1 kez yıkıyorum ve o da öcü gibi gösterilen ama aslında içerik bakımından en masum olan doğal bir sabunla.
Sonuç: Cildim her zamankinden daha nemli, cilt rengim açılmaya başladı, lekelerim sanki biraz hafifledi. Badem ve argan yağları göz çevremi her daim nemli tutuyor ve göz çevresi kuruluğum azaldı. Kısacası giderek iyiye gittiğini görüyorum.
Bende durumlar böyle. Tabii ki herkesin kendi bildiği ve tecrübeleriyle keşfettiği kendine doğrudur. Sonuçta kozmetik çok büyük bir sektör. Ama dikkat edin en beğendiğimiz ciltler henüz bakir olan dokunulmamış olanlar. Cildinizi geç olmadan biraz kendi haline bırakın..
Yorumlar
Yorum Gönder